..

..

Çocuk ve Ceza

CEZA YÖNTEMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

1. Cezanın amacı ebeveynler tarafından doğru bir şekilde belirlenmelidir:


Ebeveynler çocuğa ceza vermeden önce, cezanın kendileri için ne anlama geldiğini zihinlerinde netleştirmelidirler. Bunu netleştirmek için cezanın ne olmadığına karar vermeleri işlerini daha kolaylaştırır.

Ceza, ebeveynin çocukla güç mücadelesine girerek, çocuğa dediğini zorla yaptırıp egosunu tatmin etme yöntemi değildir. Ebeveynin yanlış davranışta bulunan çocuğuna sözel ya da fiziksel şiddet uygulayarak anlık rahatlama sağlama ya da onun benlik saygısını ve özgüvenini zedeleyerek çocuğu sindirme yöntemi değildir.

Cezadan kastedilen; katı kural ve yasaklar koyma, bağırma, dövme, aşağılama, yargılama, kıyaslama, tehdit etme, korkutma, hakaret etme, rencide etme… gibi ebeveynin egosunu tatmin etmesinden, öfkesini dindirmesinden ya da çocuğu sindirmesinden başka bir işe yaramayan yöntemler ise; böyle bir ceza anlayışının eğitimde hiçbir şekilde yeri yoktur. Özellikle, sözel ya da fiziksel şiddet içeren veya kilitleme, hapsetme gibi çocuğu korkutacak cezalar kesinlikle uygulanmamalıdır. Bunların ileride telafisi çok zordur.

Cezanın amacı, çocuğun sergilediği yanlış davranış hakkında bir değerlendirme yapmasını sağlamaktır. Böylece çocuk iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etmeyi, olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenecektir. Öz denetim kazanacaktır. Sorumluluk bilinci gelişecektir. Bu bağlamda ele aldığımızda en etkili ve sağlıklı ceza yöntemleri çocuğu sevdiği şeyden mahrum bırakma ya da yaptığı davranışın sonucu ile baş başa bırakmadır.

2. Ceza, çocuğun yaşına uygun olmalı:

2 yaş öncesi çocuklar için herhangi bir ceza uygulaması olmamalıdır. Çünkü bu dönemde çocuklar bir çok davranışı -olumsuz dahi olsa- keşif amacıyla, meraklarından sergilemektedirler. Yaptıklarının yanlış olduğunun farkında olmadıkları gibi, cezayı neden aldıklarının da bilincinde değildirler. Bu nedenle, onlara verilecek herhangi bir ceza meraklarını bastırmalarına yol açabilir ve girişimciliklerini olumsuz etkileyebilir.

2 yaş sonrası çocuklar için ise ceza, yaş ve gelişim özelliklerine uygun bir şekilde verilmelidir. 3 yaşındaki bir çocuk için, oyuncaklarına zarar veriyor diye en sevdiği oyuncağını elinden alıp iki gün boyunca vermemek ağır bir cezadır. (kısa süreliğine olması daha uygun olur). Çünkü bu yaşta bir çocuk için oyuncağı her şeyden daha önemlidir. Üstelik iki günlük bir süre ona göre çok uzun bir zaman dilimidir. Fakat, bu ceza 6-7 yaşlarındaki bir çocuk için yerinde olabilir. Çünkü o, hem oyuncak haricinde başka şeylerle de vakit geçirebilmekte, hem de diğerine göre sabretmek konusunda daha az zorlanmaktadır.
 3. Ceza, çocuğun davranışına paralel olmalıdır:

Ceza davranışa paralel olmadığı takdirde çocuk davranışı konusunda sağlıklı değerlendirme yapamaz. Mesela, markete gittiğinde huzursuzluk çıkararak annesini üzen çocuğa, eve gidince TV izlememe cezası vermek uygun olmaz. Çünkü bunlar birbiri ile alakası olmayan durumlardır. Annesi bu çocuğa bir dahaki sefere markete giderken onu götürmeme cezası vermelidir. Böylece çocuk yaptığı davranış ile karşılaştığı sonuç arasındaki bağlantıyı daha iyi fark edecektir.

4. Ceza hafif olmalıdır:

Etkili cezanın, çocuğu sevdiği şeyden mahrum bırakma ya da davranışının sonucu ile baş başa bırakma olduğunu söylemiştik. Ancak bunları uygularken aşırıya kaçmamak gerekir.

Çocuğun davranışının sonucu, annesinin onunla ilişkisine bir müddet ara vermesi (mola yöntemi) ise bu ara saatlerce sürmemeli, 15-20 dakikayı geçmemelidir. Ya da çocuğa markete götürmeme cezası verildiyse, bir de üstüne annesi onunla küsmemeli ya da ona kızıp söylenmemelidir. Çünkü, çocuk markete gidemeyerek zaten bir bedel ödemiştir. Bu, çocuğun daha fazlası öfkelenmesine ve davranışını inadına değiştirmemesine yol açabilir.

5. Ceza vermeden önce, çocuk bu konuda uyarılmalıdır:

Çocuk, istenmeyen bir davranışta bulunduğunda ebeveyn öncelikle onu, bu davranışı sürdürmeye devam ettiği takdirde ne ile karşılaşacağı konusunda uyarmalıdır. Çünkü çocuk bunu bildiğinde belki davranışını düzeltecektir. Ancak ebeveyn hemen harekete geçtiğinde, çocuğun davranışını düzeltme şansını elinden almış olur. Çocuk ne ile karşılaşacağını bilmesine rağmen hala devam ediyorsa zaten karşılaşacağı şeyi kendisi göze aldığı için yersiz bir öfkelenmeye girmeyecektir. O an öfkelense bile sonrasında sağlıklı bir değerlendirme yapabilir.

6. Ceza, anında verilmelidir:

Ceza, olumsuz davranış ortaya çıktığı an verilmelidir. Aksi halde etkisini kaybeder. Başka bir zaman verildiğinde, çocuk yaptığı davranış ile bağlantısını kuramaz. Bağlantısını kursa bile, çocuğu o an işinin başından kaldırıp ceza uygulamak onda öfkeye yol açar. Çünkü o sıra çocuk sabahki olayı tamamen unutmuş, gayet uslu bir şekilde oyuncakları ile oynuyor olabilir.

7. Ceza almasının nedeni çocuğa açıklanmalıdır:

Çocuk neden ceza aldığını bilmezse davranışını düzeltmez. Düzeltmesi gerektiğini bilse bile, bunu nasıl yapacağını bilemez. Bu nedenle ebeveyn ceza verirken ona hem açıklama yapmalı, hem de telafi etmesi için yardımcı olmalıdır. Çocuk o sırada çok öfkeli ise, açıklama yapmak için sakinleşmesi beklenmelidir.
 8. Ceza sürekli başvurulan bir yöntem olmamalıdır:

Ceza sürekli kullanıldığı zaman tesirini kaybeder. Bu nedenle tolere edilemeyecek bazı davranışlar (saldırganlık içeren davranışlar gibi) dışında, ciddi sonuçlara neden olmadığı takdirde arada sırada çocuğun olumsuz davranışı görmezden gelinmelidir. Ancak çocuk ebeveyninin davranışını fark ettiğini fark ederse, yine yaptırım uygulanmalıdır. Aksi halde çocuk ebeveynini tutarsız olarak algılar ve davranışına devam eder.

Burada bir noktaya dikkat çekmek gerekir: Eğer ki olumsuz davranış ilk kez görülüyorsa hemen çocuğa yaptırım uygulanmamalıdır. İlk etapta görmezden gelinmesi daha iyi olabilir. Fakat çocuk davranışı tekrarlamaya devam ediyorsa önce uyarılmalı, sonra duruma göre yaptırım uygulanmalıdır.

Ceza, yukarıdaki değindiğimiz noktalara dikkat edildiği takdirde eğitimde etkili bir yöntemdir. Ancak, bu noktalara dikkat edilmezse olumlu bir sonuç alınamayacağı gibi, çocuğun kişiliği ya da ruhsal dünyası üzerinde olumsuz etkilere yol açması olasıdır.                                                                                           


Bilge Kağan BÜYÜKKELEŞ
Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi


Mutlu Yarınlar İçin Önce Siz Hayata Gülümseyin.
TLF: 0507 165 6452

Facebook: psikoloğun olabilirmiyim
E-Posta:
 
bilge.kagan01@hotmail.com