..

..

Çocuk Sorunları

AİLENİN AYNASI; ÇOCUK


        Evet çocuk bir aynadır. Yetişmiş olduğu aileyi temsil eder ve o aile hakkında bize bilgi sunan şeffaf bir aynadır. Öyle bir aynadırki ona baktığınızda sadece kendinizi görmezsiniz. Kişiliğiniz, karakteristik özellikleriniz, insanlara bakış açınız, tepkimeleriniz vs. hepsi olduğu gibi karşınızdadır aslında.
        Bilindiği üzere çocuk yetişme ve gelişme çağı süresince en çok model alma tekniğini kullanarak gelişir. Çocuk model alma tekniğini kullanırken çevresinde kimler varsa onlardan etkilenir\esinlenir. Çekirdek aileden örnek verecek olursak çocuk en çok anne-babayı model alır. Olaylara geliştirdiği tepkimeler, nelerden hoşlanacağı, kimleri seveceği hatta ilerleyen zamanda desteklemiş olduğu futbol takımı bile model aldığı kişinin (anne-baba vb) bir aynasıdır…
        İşte bu yüzdendir ki anne ve babaya çocuk yetiştirmede aslında çok daha fazla sorumluluk düşüyor. Özellikle anne ve babanın kendilerinde zayıf yön olarak görmüş oldukları özelliklerini sorun çözmede çocuğun yanında uygulamamaları, karşılaşmış oldukları sorunları çözerken sert tepkimelerini çocuğun yanında yapmamaları vb gibi hususlar büyük önem taşımaktadır….



ÇOCUK EĞİTİMİNDE DAYAĞIN ÖNEMİ



        Dayak eğitime yaramaz, çünkü:

        Dayak yiyen çocuk yaptığının karşılığını en kısa yoldan ödemiştir. Yaptığı olumsuz davranış üzerinde düşünmek, hatasını anlamak, onu tamir yollarinı aramak, veya sonuçlarını düzeltmek fırsatı verilmemiştir ona. Olay, olumsuz davranış dayakla noktalanır.
        Dayak yiyen çocukta anne/babaya kızgınlık, düşmanlık, nefret hisleri uyanır. Dolayısıyla, çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu düşünüp kendini suçlayacağına, karşı tarafı suçlar. Konu yer değiştirmiştir. Çocuğun düşündüğü odak konu kendi olumsuz davranışı, hatası, suçu değil, yediği dayak ve bundan dolayı yaşadığı duygulardır.
        Dayak yiyen çocukta saldırganlık duyguları gelişir. O da anne/babasını örnek alıp.sorunlarını en’kısa yoldan saldırganlık!a,zorbalıkia halletmeye yönelir, kardeşini-, komşu çocuğu/kediyi döver. Aynca, aile bireyine karşı koyamadığı için, saldırganlığını dolaylı olarak gösterir, aile bireyini kızdıracak, sinirlendirecek başka davranışlarda bulunur.
        Aslında dayak yiyen çocuk kendini güçsüz, aciz hisseder, karşılık veremediği için kendinden utanır. Kendine güveni sarsılır. (Çok sık dayak yiyen çocuklarda, bir büyük fazla yaklaştığı zaman eliyle yüzünü koruma refleksi gelişmiştir.)
Dolayısıyla, dayak çocuğa davranışı, etkileri ve sonuçlan üzerinde düşünmek, yani vicdan ve ahlak geliştirmek yerine saldırgan olmayı, işini kaba kuvvetle halletmeyi, öç almayı öğretir.
        Dayak atmanın veya fiziksel ceza vermenin anne/baba üzerindeki etkileri ise:
        Dayak atan anne/baba o anki hırslarını, öfkelerini.çocuktan alır, en kısa yoldan kızgınlık duygularını güçsüz biri üzerine boşaltarak rahatlarlar. Ancak, bu şekilde hırsını gideren anne/baba çoğunlukla yaptığından pişman olur, utanır, suçluluk duygularına kapılır. Bu suçluluğunu gidermek için de bu kez aşırı sevgi gösterilerine veya aşırı hoşgörü tutumlarına girer. Çocuksa durumun dengesizliğini, tutarsızlığını yasar. Bu tür sürekli iki uç davranışlar çocuğu ruhsal yönden çok olumsuz etkiler.
        Buna karşılık, sürekli dayak ve fiziksel ceza (bodruma kapama, cezaya koyma, karanlık oda) ile eğitim veren anne/baba zamanla acımasız ve işkenceci bir ruh geliştirir. Bunun da gerek anne/baba, gerekse çocuk üzerindeki ruhsal etkileri çok ürkütücüdür.
        Hedeflenen amaç çocuğun yetişmiş olduğu ev ortamında kurallar zinciri olmasının önüne geçilmesi, her olumsuz davranış için ceza, her olumlu/istenilen davranış için ise ödül vermek çokta istediğimiz bir yöntem olmamıştır. Önemli olan çocuğun hangi davranışlarının hoşa gidilen, hangi davranışın ise hoşa gidilmeyen davranış olduğunun bilincine vardırarak bu farkındalığı ona kazandırmaktır. 
        Unutmamamız gereken önemli konulardan bir tanesi ise Alfred Adler’in de dediği gib “her çocuğun muhakkak zor bir dönemi olacaktır. Bu zor dönem kalıcı olmayacaktır. Bu zor dönem bir süreçtir ve doğal olarak geçicidir. Bu dönemde ebeveyn olarak yapmamız gereken en önemli iki unsur vardır. Bunlardan bir tanesi SABIR, bir diğeri ise aile bireylerinin almış oldukları kararlarda çocuğa karşı TUTARLI davranışlar sergiliyor olmasıdır.
        Bizler birer Anne – Baba olarak gerçekten çok önemli bir sürece imza atıyoruz. Çocuk yetiştirmek, geleceğimizi emanet edeceğimiz bireyler yetiştirmek adına oldukça zahmetli ve bir o kadar da kutsal bir sorumluluğu üstleniyoruz aslında. Bu süreç zaman zaman zorlu bir süreç elbette olacak. Zaman zaman yorgun düştüğümüz dönemler olacak. Yorgun düşülen o dönemlerde anne ve baba birbirlerine güç depolamaları adına fırsatlar vermekten çekinmemeli ve dönüşümlü olarak kendilerini dinlendirmelidirler. Unutmayalım ki çocuk dünyaya ilk geldiğinde boş bir sayfadır ve siz o sayfaya ne yazarsanız aradan geçen uzun yıllar sonunda emeğinize baktığınızda yine yazmış olduklarınızı okursunuz. Saygılarımla…

Bilge Kağan BÜYÜKKELEŞ
Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi


Mutlu Yarınlar İçin Önce Siz Hayata Gülümseyin.
TLF: 0507 165 6452

Facebook: psikoloğun olabilirmiyim
E-Posta:
 
bilge.kagan01@hotmail.com